8 entry daha
  • bora chung tarafından yazılan bu eser bana yakın zamanda kaybettiğimiz usta çizer galip tekin'i ve onun eseri olan acayip hikayeler'i anımsattı. kitap içerisindeki on öykü de, yazarın kafadan kırıklığı da, öykülerin içindeki karanlık hayal gücü de bana çok tanıdık gelei ve kitabı gayet beğendim. yara izleri, vuslat, kapan, bedenleşmek ve soğuk parmaklar favori öykülerim oldu.

    aynı zamanda “korkunç bir travma sonrası dünyayı uç perspektiften algılamaya başladığınızda bu algıyı kolayca değiştiremezsiniz. çünkü hayatta kalmaniz buna bağlıdır. evlatlarının hayatını mahveden, geleceğini çalan ebeveynler sadece kendi yaşamlarını bir illüzyon üzerine kurmakla kalmayıp, bu yasam tarzını çocuklarına da zorla kabullendirmeye çalışırlar. bu tür ebeveynleri anlayabilmek için saplantılı bir bakış açısına sahip olmanız gerekir. "seni yetiştirdiğim için şükret" sözlerinin öncesinde "öldürmek ya da ölüme terk etmek yerine" cümlesi saklıdır ve muhtemelen bu konuda ciddidirler. çünkü ikinci dünya savaşı'nı görmüş geçirmiş nesil gibi, kore savaşı'na maruz kalan benden önceki iki kuşağın da en fazla önem verdiği şey insani bir hayat yaşamak değil, hayvani bir içgüdüyle hayatta kalabilmekti” cümlelerini dünyanın bambaşka bir noktasında yaşayan bora chung'dan duymak meşhur psikoterapistlere tekrar hak vermeme sebep oldu. kim olursak olamım, nerede/ne zaman yaşarsak yaşayalım basit ve birbirine benzer dertlerimizin olması kaçınılmaz. düşünebilmemiz, diğer canlılardan daha iyi organize olabimemiz ve dünya üzerindeki en etkili canlı türü olmamız her şeye rağmen ne yazık ki ilkel içgüdülerimizi, gelişmemiz yanımızı, memeli hayvan türlerinden birisi olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor.
hesabın var mı? giriş yap